ÇavuÅŸoÄŸlu’ndan AB’ye misilleme resti: İlave kararlar alınırsa karşılığını veririz
|DışiÅŸleri Bakanı Mevlüt ÇavuÅŸoÄŸlu, AB Dış İliÅŸkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell Fontelles ile ortak basın toplantısı düzenledi.BaÅŸ baÅŸa ve heyetlerarası gerçekleÅŸtirilen görüşmelere iliÅŸkin bilgi veren ÇavuÅŸoÄŸlu, Avrupa BirliÄŸi (AB) ile iliÅŸkilere her zaman önem verdiklerinin altını çizerek, ‘Yeni göreve baÅŸlayan yönetimle birlikte daha iyi bir diyaloÄŸumuzun olduÄŸunu söylemek isterim. Bu diyalog zemininde daha pozitif bir atmosfer oluÅŸturarak iliÅŸkimizi farklı alanlarda geliÅŸtirmek istiyoruz. AB ile Türkiye’nin iÅŸ birliÄŸi yaptığı ve yapmak istediÄŸi uluslararası konular var. Bu konularda da AB ile bugüne kadar ortak çabalarımız oldu, Suriye olsun, deÄŸiÅŸik bölgesel konular olsun ve ÅŸimdi Libya var, bölgemizde baÅŸka sorunlar var, Balkanlar var. Birçok konuda AB ile esasen Türkiye birlikte çalışmalı, güvenlik meseleleri var, kaçak göçle mücadele aynı ÅŸekilde ortak sorunumuz ve pandemi süresince de gördük ki iki ülke arasındaki veya Türkiye ve AB ülkeleri arasındaki iliÅŸki ve iÅŸ birliÄŸi daha da önem kazanıyor. Borrell’in de bu yönde samimi çabalarını görüyoruz ve kendisine teÅŸekkür ediyoruz’ ifadelerini kullandı. ‘AB’NİN VERDİĞİ TAAHHÜTLERİ YERİNE GETİRMESİ LAZIM’ Türkiye’nin AB’den beklentileri olduÄŸunu kaydeden ÇavuÅŸoÄŸlu, ‘Özellikle bu dönemde AB’nin de taahhüdü olan Gümrük BirliÄŸi’nin güncellenmesi, Vize Serbestisi’nin hayata geçmesi ve bazı alanlarda mesafe katedilmesi ortak beklentimiz ve hepimizin de yararınadır. Almanya dönem baÅŸkanlığını üstlendi diye tüm meseleler çözülecek deÄŸil. Åžu anda aramızda arzu etmediÄŸimiz bazı sorunlarda var ve bu sorunların da üstesinden birlikte gelmemiz lazım. Bizim AB’den beklentilerimiz nedir? Siyasi saikle deÄŸil Avrupa’nın ortak deÄŸerleri ve objektif kriterler çerçevesinde Türkiye’ye yaklaÅŸmasını arzu ediyoruz. Teknik konularla siyasi konuları iyi ayırt edebilirsek birçok sorunu daha baÅŸtan çözmüş oluruz. Åžu anda iliÅŸkilerimizi rehin alan Rum kesimi ve Yunanistan var. Bu, Avrupa BirliÄŸi için de haksızlık, Türkiye için de haksızlık. Son zamanlarda da bir de Fransa var. Fransa’nın da derdi baÅŸka. BaÅŸka konularda Türkiye’ye kızgınlığı olduÄŸu için bunu AB’ye taşıması, Avrupa ile Türkiye arasındaki iliÅŸkilerin tıkanmasına yol açıyor. Bu siyasi konularla teknik konuları ayırt etmemiz lazım. Bugün DoÄŸu Akdeniz ve Kıbrıs konusunda bir tıkanma görüyoruz. Bunun da sebebi biz deÄŸiliz. Elbette Türkiye bir garantör ülke olarak Kıbrıs Türk halkının haklarını ve kendi egemenlik sahasında haklarını korumakla mükellef. Ama biz başından beri diyoruz ki Türkiye olarak ve Kıbrıs Türkleri olarak KKTC olarak paylaÅŸmaya varız, iÅŸ birliÄŸine varız, bunun için de diyalog baÅŸlatmaya hazırız. Yeter ki burada hakkaniyet ölçüsünde paylaÅŸmayı öğrenelim. BaÅŸka da bir derdimiz yok. Bu konularda da neler yapabileceÄŸimizi bugün samimi bir ortamda konuÅŸtuk. BaÅŸtan dürüst, açık konuÅŸalım ki daha sonra bu konular önümüze geldiÄŸi zaman birbirimizi aldatmış olmayalım, gerçekçi olalım ve sorunları da o zaman daha iyi çözebiliriz’ diye konuÅŸtu. AB’YE MİSİLLEME RESTİ Göç mutabakatına da deÄŸinen ÇavuÅŸoÄŸlu, ÅŸunları söyledi:’Bu göç mutabakatına baktığımız zaman 2016 yılından bu yana hangi taraf yükümlülüğünü yerine getirmiÅŸ hangi taraf getirmemiÅŸ. Bugün farklı dinamiklerle karşı karşıyayız. Yarın pandeminin etkisiyle çok daha faklı sorunlarla ve sınamalarla karşı karşıya kalacağız özellikle kaçak göçmen bakımından. Çünkü rakamlar ortada. Yüz milyonlarca insan açlık sebebiyle ülkelerini terk etmek zorunda kalacak. Bunu dünya bankası da söylüyor ve diÄŸer uluslararası kuruluÅŸlar da söylüyor. Bundan hepimiz etkileneceÄŸiz. Bu iÅŸ birliÄŸimizi bizim geniÅŸletmemiz lazım. Ortak sorun mu evet ortak sorun. O zaman ortak hareket etmemiz lazım. Her ÅŸeyi Türkiye’den beklemek ve AB’ye gelince o yükümlülükleri yerine getirmemek, bunun da gerekçelerini bizim de inanmadığımız bir ÅŸekilde ortaya koymak sorunu çözmez daha da derinleÅŸir. Türkiye’ye verilen taahhütlerin de yerine gelmesi lazım. Almanya’nın dönem baÅŸkanlığında Gümrük BirliÄŸi anlaÅŸmasının modernizasyonu önemli ve Sayın Merkel de bunu savunuyor. Aynı zamanda görüyorum ki Avrupa BirliÄŸi pek hoÅŸlanmıyor ama Vize Serbestisi AB’nin bir sözüdür, hoÅŸunuza gitse de gitmese de bu sözünüzü de yerine getirmek durumundasınız. Evet, bunun için kriterler var, bunların 67’sini yerine getirmiÅŸiz, bunun birçoÄŸunu yerine getirmeyen ülkelere esneklik gösteriliyor, Türkiye’ye gelince daha fazla kural, ÅŸart koÅŸmak doÄŸru deÄŸil. Avrupa BirliÄŸi bu konuda sözünü yerine getirmesi gerekiyor. Buna benzer alanlarda AB’nin de taahhüdü olan alanlarda biz olumlu adımlar görmek istiyoruz. Türkiye epeydir zirvelere davet edilmiyor. Oysa göç mutabakatında çok net, üst düzeyli diyalog ve temasları yasaklayan kararlar aldı. Normalde bu kararlara uysak veya siz böyle bir karar aldınız desek Sayın Borrell’in bugün Ankara’da olmaması lazım. Ama biz AB’nin bu kararlarına raÄŸmen bu samimi diyaloÄŸu sürdürüyorsak bu bir iyi niyet göstergesidir. İkimizin de birbirine ihtiyacı var, iyi niyet göstergesidir. Bu tür aldığı kararları da tersine çevirmesi lazım Avrupa BirliÄŸi’nin, bunların bir faydasının olmadığını görüyoruz. Önümüzdeki günlerde komisyon toplantısında ve zirvesinde Türkiye’nin yine malum ülkeler yüzünden Fransa dahil yine gündemde olacağını görüyoruz. Buralarda Türkiye aleyhine kararlar almak sorunları çözmez daha da derinleÅŸtirir. Biz gereken iyi niyeti, samimiyeti gösteriyoruz ama Avrupa BirliÄŸi Türkiye’ye yönelik ilave kararlar alırsa bunun karşılığını vermek durumunda kalacağız. O zaman ne olacak? Durum daha da gerginleÅŸecek. Bunun bir faydası var mı? Yok. Böyle bir kararın sorunların çözümüne katkısı olacak mı? Hayır, hiç katkısı olmayacak, tam tersi daha da derinleÅŸtirecek. O yüzden AB’den beklentimiz tüm bu sorunların çözümü konusunda sorunun tarafı olmak yerine çözümün tarafı olmasıdır. Ayrıca gerek Akdeniz gerek Kıbrıs konularında üyelik dayanışması anlayışı yerine dürüst, objektif bir ara bulucu anlayışıyla yaklaşırsa Avrupa BirliÄŸi esasen o üye ülkelerin de yararına sorunların çözümüne katkı saÄŸlayabilir.’ ‘FRANSA BURADA DÜRÜST DAVRANMADI’ Libya konusunda bazı Avrupa BirliÄŸi üyesi ülkelerin darbeci Hafter’i tuttuÄŸunu belirten ÇavuÅŸoÄŸlu, ‘Fransa çok açık ve net, silah yardımı yapıyor, her türlü desteÄŸi veriyor. Åžimdi saha da kaybedince agresifleÅŸerek bunun da acısını Türkiye’den çıkartmaya çalışıyor. En son DoÄŸu Akdeniz’de bir taciz olayı iddiasında bulundu ama bunun doÄŸru olmadığını, doÄŸruyu söylemediÄŸini biz ispatladık. NATO veya Avrupa BirliÄŸi bunu söyleyemez ama biz çok açık söylüyoruz, Fransa burada dürüst davranmadı. Böyle bir durumda Fransa’nın açık ve net bir ÅŸekilde Türkiye’den özür dilemesi gerekiyor. Avrupa BirliÄŸi ve NATO’dan da özür dilemesi gerekiyor, onları da yanılttığı için’ dedi. ‘AB’NİN HAKKANİYET DÜŞÜNMESİNİ İSTİYORUZ’ Avrupa BirliÄŸi’nin güvenli ülkeler listesine iliÅŸkin de önemli açıklamalarda bulunan ÇavuÅŸoÄŸlu, ‘Avrupa BirliÄŸi’nin bir güvenli ülkeler listesi var. EÄŸer AB gerçekten epidemiyolojik datalar çerçevesinde, objektif kriterler çerçevesinde bir karar alsaydı buna büyük bir saygı duyardık. Ama AB ÅŸimdi bu kriterlere hiç uymayan bazı üye ülkelerin bastırmasıyla Afrika’da veya ötesinde bazı hiç ÅŸeffaf bilgiler gelmeyen ve Korona virüs bakımından da durumu çok vahim olan ülkeleri güvenli listesine alıp Türkiye’yi almadığı zaman o zaman bizim de Avrupa BirliÄŸi’nin adil davranmadığını söylemek hakkımız. Gerçek de budur. Almanya’nın burada öncülüğünde ve belli en azından aÅŸamalı bir adım atacağımızı düşünüyoruz ve bu konuda da AB’nin hakkaniyetli düşünmesini istiyoruz. Kendi halkının saÄŸlığını da göz önünde tutarak bu gerçekler çerçevesinde kararı verirse hepimizin yararına olur’ ifadelerini kullandı. ‘AB, SORUNUN TARAFI OLMAK YERİNE ÇÖZÜMÜN TARAFI OLSUN’ Bir gazetecinin, ‘Türkiye ve AB arasında birçok görüş farklılığı olduÄŸunu biliyoruz. Özellikle DoÄŸu Akdeniz, Kıbrıs ve oradaki sondaj çalışmalarıyla ilgili olarak. Bugün bu farklılıkların üstesinden gelmek için herhangi bir ilerleme kaydettiniz mi’ ÅŸeklindeki sorusunu yanıtlayan ÇavuÅŸoÄŸlu, ‘Bugün bu konuları gündeme getirdik. Sorunun kaynağı nedir, bu noktaya nasıl geldik bu konularda bir hatırlatma da bulundum. Bu sorunun esasen temel kaynağı bugüne kadar Rum kesiminin KKTC’nin ‘e Kıbrıs Türklerinin tüm uyarılarına, Türkiye’nin aynı yöndeki uyarılarına uymadan ve Kıbrıs Türk halkının haklarını yok sayarak baÅŸlattığı tek taraflı sismik araÅŸtırma ve sondaj çalışmalarıdır. Bu konuda Avrupa BirliÄŸini ‘de geçmiÅŸte çok uyardık ve bu uyarılarımız dikkate alınmadığı için biz de sismik araÅŸtırma gemilerimizin yanında ilaveten sondaj gemilerimizi de alıp bölgede gönderdik. Bu konunun iki unsuru var. Bir; KKTC’nin Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına lisans verdiÄŸi alanlar var ve ÅŸu anda TPO’nun burada sondaj faaliyetleri var. Bu alanlardaki sondaj faaliyetlerimizi Kıbrıs Türklerinin talebi üzerine yaptık. Burada bir esneklik gösterebilmemiz için KKTC’nin ve Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs etrafındaki hidrokarbon gelirleri konusunda haklarının garanti altına alınması lazım. Hakkaniyetli bir ÅŸekilde gelir paylaşımının tesis edilmesi gerekiyor. Bu konuda KKTC’nin teklifleri de var. İlla iki taraf arasında doÄŸrudan bir anlaÅŸma olması ÅŸart deÄŸil, komisyon kurulabilir. Rum tarafı Kıbrıs Türklerini her konuda olduÄŸu gibi yok sayıyor adada ve tek sahibi kendileri gibi görüyor. Avrupa BirliÄŸi’nden de bu konuda koÅŸulsuz destek görüyorlar, bu onları daha da şımartıyor ve dolayısıyla bugüne kadar sorun çözülmedi. Avrupa BirliÄŸi, sorunun tarafı olmak yerine çözümün tarafı olsun. Bizim kendi kıta sahanlığımızda sondaj faaliyetlerimiz var. Bu bizim egemenlik haklarımız var. Buna raÄŸmen biz DoÄŸu Akdeniz’de baÅŸta Yunanistan olmak üzere, Rum kesimi hariç, tüm ülkelerle iÅŸ birliÄŸine hazırız. DoÄŸu Akdeniz hepimizin ortak deniziyse buradaki nimetleri paylaÅŸmayı bilmemiz lazım. Yunanistan ve diÄŸer ülkeler Türkiye’yi yok sayarak kendi aralarında iÅŸ birliÄŸine girdiler, anlaÅŸmalar imzaladılar. Yayınladıkları haritalarla da Türkiye’yi kara sularımızdan daha dar bir alana hapsetmek istediler. Türkiye olarak biz de kendi çıkarlarımızı korumak durumundayız. Uyarılarımız dikkate alınmadığı için adımlarımızı attık ama bundan sonra tansiyonun artmaması için bazı konularda esneklik gösterebileceÄŸimizi söyledik, Yunanistan ile diyaloÄŸa hazır olduÄŸumuzu söyledik. Bu son telefon görüşmesiyle birlikte bu diyaloÄŸun devam etmesinden yanayız ama Türkiye’nin egemenlik hakları çerçevesinde ya da sınırlarının içinde Türkiye’ye kimse de bir ÅŸey dikte etmez. DiÄŸer ülkelerde kendi egemenlik haklarına giren konularda kimseden talimat almaz, kimse onlara dikte etmez. Bu gayet doÄŸal. İş birliÄŸine varız, dayatmaya karşıyız ve tek taraflı bugüne kadar Türkiye’yi dışlayıcı adımlar sebebiyle de bugün buralarda gerginlikler oldu, bunun da müsebbibi biz deÄŸiliz. Bu konularda da Avrupa BirliÄŸi’nin ara buluculuÄŸuna biz de destek veririz. Kıbrıs konusunda ve diÄŸer konularda yeter ki AB dürüst bir ara bulucu olsun ve üyelik dayanışması yerine tarafsız, objektif bir ÅŸekilde davransın, biz Avrupa BirliÄŸi ile çalışmaya varız’ açıklamasında bulundu. ‘İLAVE YAPTIRIMLARA ALINIRSA BİZİM DE ATACAÄžIMIZ ADIMLAR VAR’ ‘Türkiye-Avrupa BirliÄŸi iliÅŸkilerinin ilerlemesi adına atılması gereken adımlar nelerdir’ sorusuna ÇavuÅŸoÄŸlu ÅŸu cevabı verdi:’Türkiye-AB iliÅŸkilerinde tüm konular birbiri ile baÄŸlantılı. İstesek de istemesek de siyasi konular ve teknik konular birbirine girebiliyor. Biraz önce söylemek istediÄŸim ÅŸuydu; teknik konularla siyasi konuları birbirine ÅŸart olarak koÅŸarsak o zaman hiçbir konuda mesafe kat edemeyiz. Amacımız, Türkiye-AB iliÅŸkilerini geliÅŸtirmek mi, bitirmek mi? Bitirmekse, sizin tezinize gidelim ama ilerletmek istiyorsak benim tezimin haklı olduÄŸunu düşünüyorum. Son zamanlarda Batı Balkanlar ve Türkiye’de bir suni ayrıma girdiniz. Bunun Ege Adalarıyla veya DoÄŸu Akdeniz ile ne ilgisi var. Göç konusunu yine DoÄŸu Akdeniz’e baÄŸlarsanız o zaman bu konuyu nasıl çözeceÄŸiz. Her ÅŸeyden önce göç ve insani konularda Avrupa BirliÄŸi’nin kendi deÄŸerleriyle çeliÅŸmemesi lazım. Göç konusunda evet yeniden gözden geçirelim diyorsunuz ama ilerleme kat edebilmemiz için Rum kesiminin endiÅŸelerini yerine getirin diyorsunuz. Ne alakası var. Hiçbir alakası yok. O zaman biz de baÅŸka ÅŸartlar koÅŸalım. O zaman bu sorunu çözemeyiz. Bu sorun ortak sorun. Birlikte çözüm bulmamız gerekiyor. O iki konuyu karıştırdığımız zaman siyasi olarak hepsi baÄŸlantılı olsa bile teknik olarak karıştırdığımız zaman o zaman tıkanıyor. Tıkandığı zaman çözüm bulamayacağız. O zaman Türkiye bizi tehdit ediyor, göçmenleri artık durdurmuyor diye Türkiye’yi eleÅŸtirmeyeceksiniz. O zaman Türkiye artık gitmek isteyenleri durdurmama kararını uygulamaya devam edecek. Bunlar tehdit dili deÄŸil. İki tane üyenin her ÅŸeyi rehin almasına izin vermeyin. Türkiye’ye karşı ilave yaptırım kararları almayın. Aldığınız zaman o zaman bizim de atacağımız adımlar vardır. Sahada, Akdeniz’de, her yerde o adımları da atarız, hiç çekinmeden atarız.’ BORRELL: TÜRKİYE İLE DAHA FAZLA İŞBİRLİĞİNE İHTİYACIMIZ VAR Avrupa BirliÄŸi (AB) Dış İliÅŸkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Türkiye ile daha fazla iÅŸ birliÄŸine ihtiyaç duyduklarını belirterek ‘Türkiye’yle iliÅŸkimiz, dış politika açısından AB’nin en önemli meselesi haline geldi’ dedi.ÇavuÅŸoÄŸlu ile görüşmesinde, DoÄŸu Akdeniz’deki durum, Libya ve Suriye gibi bölgesel konular ile ikili iliÅŸkileri ele aldıklarını aktaran Borrell, ‘İliÅŸkilerin en iyi döneminden geçtiÄŸini söyleyemeyiz ancak iliÅŸkileri iyileÅŸtirmek için birlikte çalışmamız gerekiyor’ ifadesini kullandı.Borrell, Türkiye’nin AB için yakın bir komÅŸudan öte olduÄŸunun altını çizerek ÅŸunları kaydetti:’Türkiye, kilit bir ortak ve bir aday ülke. Sık sık kapsamlı ÅŸekilde Türkiye’yi tartışıyoruz. Bu da zaten bu iliÅŸkiye ne kadar önem verdiÄŸimizin bir göstergesi. Åžu andaki mevcut durum, ideal olmaktan çok uzak. Birtakım ciddi meseleler var. Hemen bunları ele almamız gerekiyor. İliÅŸkimizdeki dinamikleri deÄŸiÅŸtirmemiz gerekiyor. Bu durumdan çıkmanın faydası olacağını düşünüyoruz.’DoÄŸu Akdeniz’in AB için kilit öneme sahip olduÄŸuna iÅŸaret eden Borrell, bu alanda iÅŸ birliÄŸi ve diyalog içerisinde çalışmak gerektiÄŸini vurguladı.Borrell, ‘Daha fazla iÅŸ birliÄŸine ihtiyacımız var. Türkiye ile iliÅŸkimiz, dış politika açısından AB’nin en önemli meselesi haline geldi’ deÄŸerlendirmesinde bulundu. BORELL’E, ‘BOREL’ HEDİYE ETTİ Bakan ÇavuÅŸoÄŸlu, AB Dış İliÅŸkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’e yerli el dezenfektanı ‘Borel’ hediye etti.
Bir önceki yazımız olan Son Dakika: İSKİ, Şile'de vatandaşların su kuyruğunda beklediği fotoğraflarla ilgili açıklama yaptı başlıklı makalemizde Güncel, Haber ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi hakkında bilgiler verilmektedir.